KLX konusuna eklediğim kısa gezi fotolarını (o konuyu şişirmemek için) burdan devam ettirmeye karar verdim.
KLX konusuna eklediğim kısa gezi fotolarını (o konuyu şişirmemek için) burdan devam ettirmeye karar verdim.
CarmelaLib (22-04-2024)
Artık araziye ısınmanın zamanı geldi.
Uydu görüntülerinden bizim oralarda gezebileceğim parkurların araştırmalarını yaptım biraz.
Orman yoluna girişler hep kapatılmıştı ama mesire alanından bir çıkış bulabildim. Bisiklet parkuru demişler bisikletin girebileceği bir aralık bırakmamışlar
Yağmurun sürüklediği taşlar toprak yolu iyice kayganlaştırmış. Su kanallarına takılmadan ilerlemek mümkün değil. Yokuşu çıkmaya çalışırken atılgan patinaja düşüyor, benim de acemiliğim sayesinde ikimiz de yere yatmaktan kurtulamıyoruz Neymiş : Çamura, kanala yaklaşmayacaksın, önceden görüp kaçacaksın. Arazi acımasızdır, herkes yapamaz adamım
Debriyaj maneti ağırlık nedeniyle dışa büküldü (kırılmaması için böyle yapıldığını da bu sayede öğrenmiş oldum) ve elcik korumanın gerekliliğini daha iyi anladım.
Hişş yolunu mu kaybettin birader ?
Orman genel müdürlüğü girişleri çıkışları kapatmış olması nedeniyle ilginç giriş çıkışlar keşfettim. Baya dolaşılır buralarda
Bu gidişle ara toprak yollardan Karadeniz'e kadar çıkarım ben.
Bu sefer de Taşdelen ormanındayım.
Şurdan aşağı dümdüz kaptırsam FSM'deyim
Mangalcılar burada olmalıydı
Rotaya bak hizaya gel (34 km)
Bayram öncesi kısa bir tura çıktık, yağmurun da etkisiyle yollar daha keyifli olmuş. Kestaneler dökülmeye başlamış.
Akşam güneşi. Burası hakim bir tepe ve iyi esiyor.
Bayramın ilk günü kapalı havada iyice bunaldığımızdan ertesi gün azcık güneşi görünce hemen kendimizi atıyoruz. Daha önce gitmediğim bir yönü deneyince gevşek zeminli dik ve keskin virajda tutunamayıp günün düşüşünü yaşıyoruz.
Bu sefer de fren maneti ve aynayı kayıp verdik. Neyse ki hala bende bi sıkıntı yok
Traktörü bi yandan, atv'si bi yandan, yağmuru bir yandan oyuk oyuk yapmışlar çıkışı. Az önceki yerden dolanmasaydım buradan çıkacaktım ve tabii yine yere yapışacaktık . Fotoğrafta eğim pek belli olmuyor ama burası oldukça dik, yoksa benim acemiliğimden değil valla
Yenmez bunlar bence
Ola ki aniden elektriğiniz kesilirse bilin ki Atılgan'la ben virajı alamadığımızdandır
Cumhuriyet köyünde sadece iniş çıkış olan dümdüz bir parkur bulunuyor.
Hafta sonu hava harikaydı. Öğlene doğru Atılgan'la biraz turlayalım, araştırma yapalım, yeni denemeler yapalım dedik. Genelde durduğum seyir yerimde biraz kafamı dinliyim dedim. Rüzgar esiyor, kuşlar cıvıldıyor.
Fakat o ne arkadaş, ne kadar motor delisi varsa hepsinin de geçtiği yerdeymişim meğerse ATV'lileri bi yandan, Hakan'ı bi yandan, Yunus'u bi yandan gelenin geçenin fotoğrafını çektim, gelen duruyo "çektiklerini gönderir misin" diye facebook adresini bırakıyor devam ediyor
Neyse, poları giymekle hata etmişim, dilim damağım kurudu, ben de devam edip Çırçırsuyu mevkiinde bi su molası verdim. Daha sonra dönüş. Güzel bir gündü, değişik giriş-çıkış noktaları tespit ettim.
Hafta sonu bir kaç saatlik zamanımız vardı, Serdar'la biraz "tatlı su endurosu" yapalım dedik
Kadırga GY250'nin tankı 15 litre olunca pek ikmale ihtiyacı da olmuyor. Ama Atılgan'a yakıt gerek
İniş çıkış denemeleri için ideal bir parkur.
Burdan sonra biraz daha ileriden Reşadiye ormanına giriyoruz, daha önceden hiç denemediğim çok güzel bir yoldan turlayıp ayrılıyoruz. Burada foto çekemedik. Kısa da olsa bir orman gezintisi insana iyi geliyor.
Bugün kısa bi ekip gezisi yapmayı kararlaştırdık. Önce Serkan geldi, ormana girdik bir tur atıp daha sonra gelen Serdar'la birlikte Alemdağ ormanında biraz daha turladık.
"Vasıfsız endurocular" grubu şekillenmeye başladı
Düşmeler, kalkmalar, kaymalar, suya batmalar derken cumhuriyet parkındaki parkurdan geçerek Polonezköy'e mola vermeye geldik.
O esnada benim dikkatsizliğim yüzünden düşmemle Atılgan'ın vites pedalı eğildi, 1. viteste kalakaldım iyi mi
Kawasaki servisinin içler acısı hali... Ucuz insan gücü ve keserle düzeltilen vites pedalı Düzelt ve Atılgan'la devam et
Kısa ama güzel bir gündü
Hava cumartesi açıktı ısı 9' olsa da bi kaçamak yapalım dedik. Biraz geciktim aslında, Sekan gelene kadar az dolaşıyım dedim, geçerken rastladığım arkadaşlarla ayaküstü sohbet ediyoruz, tepeye çıkışlarını videoya çektim.
Ardından Serkan geldi, yukarıdaki nispeten düzgün orman yoluna çıkmak için mecburen bu balçıklı yoldan gitmek zorundayız. Serkan 4 defa düşerek ilk rekorunu kırıyor, ben acemi şansından hep yırtıyorum Güya geçerken çekicektim
Yukarıya çıkıp kuzeye yöneliyoruz. Yolda domuz avlayan avcıların yanından geçiyoruz. Yine balçıklarla mücadele edip sonunda asfalta çıkıp çay molası veriyoruz. Güneş batmaya başladı ısı iyice düştü, geri dönüyoruz.
Atılgan'ı çamurlar içinde bırakmak istemedim, hızlıca yıkıyorum. Botları temizleyim, giyiniyim derken hava kararıyor, gümüşaslanı alıp yüzümüzde tatlı bir gülümsemeyle dönüyoruz.
Soğuk havalar, yağmur falan derken bir süredir Atılgan'ı ihmal etmiştim. Şimdi yeniden ısınma zamanı.
C.tesi günü klasik Alemdağ parkurumuzu yeniden gözden geçireyim bakalım ne durumda diye çıkıyorum, bir kaç hafta önce balçıklı olan virajlar artık daha uygun hale gelmiş amma velakin hiç ummadığım bir yerde Atılgan'ın arkası vıcık çamurdan kopması sonucunda küçük bir sürüklenme yaşıyoruz. Sonucunda ise sol elcik kısmı biraz eğiliyor bende çok şükür bir sıkıntı olmadı.
Neyse kalkıp devam ediyoruz, Yunus ve arkadaşlarıyla her zamanki mola yerimde takılırken karşılaşıyorum ve bir kaç foto alıyorum.
Bir süre sonra Mehmet ve kardeşi Ümit'le buluşuyoruz, onlarla biraz laflıyoruz.
Ertesi gün Serkan ve Mehmet'le buluşuyoruz, Alemdağ mesire alanından giriş, Ballıkaya, Çırçırsuyu mevkilerinden sonra güneye Taşdelen ormanı yönüne ilerliyoruz. Aşağılarda alternatif yollar deniyoruz.
Bu birikintide bize göre soldan Serkan ve Mehmet CRF (orjinal IRC'lerle) ile düşük hızla gayet rahat geçebildi ama benim bu sefer de ön lastiğim kayıyor, hep acemiliğime veriyordum ama dünkü olaydan da sonra lastiklerimden (Dunlop D605G) iyice şüphelenmeye başladım artık