Benim motorum 2013 model R1200 GS, arkadaşınki ise 2010 model Transalp
İkimiz de zaten kilometreleri de geldiği için yolculuk öncesi rutin bakımlarını yaptırmıştık. Yolculuk sırasında da teknik ve mekanik bir problemle karşılaşmadık. Bir tek ben buluşma günümüzde benzinlikte arkadaşın gelmesini beklerken motorun sağını solunu yokluyordum. İyi ki de yoklamışım. Sol ayak peginin alt kelepçesi veya klipsi artık ismi neyse düşmüş ve pegi tutan kama alt delikten çıkmıştı. Sadece üst delikten ve pegin içinden geçiyor alt kısmı boştaydı. Yolda düşmesi kuvvetle muhtemeldi yani. Allahtan gördüm ve orada ince bir tel parçası bulup kamayı alt delikte yerine yerleştirip alttan telle sabitledim. Sonra bir sorun yaşamadım. Hatta hala benim yaptığım şekilde duruyor
Kendi motorum diye söylemiyorum bu gezi için 1200GS' in negatif bir yönünü görmedim. Hatta bir daha da fazla sevdim diyebilirim Tek dezavantajı (o da sayılır mı bilmem) özellikle yoğun trafiği olan Selanik'te yan çantalarla kapladığı hacim dolayısıyla yeterince kıvrak olamamasıydı. Çoğu trafik ışığında araba gibi sırada bekledim
Yakıt tüketimimiz transalp 700 cc olmasına rağmen aşağı yukarı aynı oldu.
Yolculuk öncesi en büyük korkumuz Transalp'in lastiğinin patlamasıydı. İç lastikli olması çok gerdi bizi. Ama korktuğumuz başımıza gelmedi neyse ki
İkinci günkü Ohrid-Üsküp arası 4,5 dereceye kadar düşen hava sıcaklığında benim elcik korumalar hayatımı kurtardı. Arkadaş her durduğumuzda benim boxer motorda soğuktan uyuşmuş ellerini ısıtmak zorunda kaldı.
Bir ara Makedonya'da asfalt kalitesi çok bozuk, bir çok kasis olan bir yola girmiştik. Burada da ben süspansiyon ayarını "soft" a getirdim, yaylana yaylana geçtim yolu Durduğumuzda arkadaş yolun kötülüğünden, çok yorulduğundan bahsederken ben sesimi çıkaramadım tabi Konfor başka şey
Onun dışında iki motor da bizi üzmedi. Güç, hızlanma açısından uyumlu yol aldık. Sağ salim gittik geldik