Bayramda ailemin yanına gidemeyince hızlı bir kararla Uludağ göller bölgesine gitmeye niyetlendim. Yukarıdaki hava koşullarına göre ya kamp atacaktım ya da gidip görüp Bursada konaklayacaktım. Cumartesi günü çalışmam gerektiği için bayramın birinci günü yola çıkıp Yalova ve Gemlik üzerinden Bursaya ulaştım. Burada benzin ikmali yapıp tırmanışın başlangıç yeri olan Orhaniye Köyüne doğru yola koyuldum. Yolda Hasan Baba nın piknik alanına uğrayıp içecek ve gıda temini yaptım. Hasan baba ve Tevfik abiyle de güzel bir sohbet yaptık. Çok sıcak davrandılar, biraz sohbet ettik ve yukarıda kalamazsan yerimiz müsait, gelip burada çadırını kurup kalabilirsin dediler. İhtiyacı olanlar için iletişim numarası 0532 301 57 61.
Buradan ayrılıp Orhaniye köyüne doğru yola çıktım. Bu köy Uludağın kuzey eteklerinde yer alıyor. Köyün iç yolunu takip edip futbol sahasına kadar ilerliyorsunuz, futbol sahasından hemen sonra sağa ayrılan yol tırmanışın başladığı nokta. Yolun ilk kilometreleri yem yeşil ağaçların arasından geçen toprak bir yol. Eriyen kar sularının yola paralel olarak açtığı yarıklara tekeri kaptırıp düşmemek için bu kısımlarda yavaş ilerledim. Sonrasında ise büyük taşlarla kaplı ve yer yer biraz dik yokuşların başladığı, sürerken yola mı bakayım yoksa manzarayı mı izleyeyim dediğiniz, bu nedenle zaten hızlı gidemeyeceğiniz zorlu bir parkur sizi bekliyor. Dişli arazi lastiklerinizle bu maceraya çıkmanızı tavsiye ederim. Benim lastikler asfalt (sırac) lastiği olduğu için bazı noktalarda patinaja düşüp zorladı. Göller bölgesine az bir mesafe kaldığında karla kapanan yolu açmaya çalışan maceracı bir aile karşılaştım. Emine ablanın bir deli biz değilmişiz diyerek beni karşılaması güldürdü. Sonrasında yol arkadaşı olduk.
Mehmet Aksoy; NESARın kurucularından. Dağcılık, tırmanış, çadır kampçılığı gibi konularda oldukça tecrübeli birisi. Çocukları da kendi gibi doğa aşığı, sportmen gençler. Özellikle adaşım Mustafa baya enerjik. Ninja Warior da birinciliği olan bir genç. Burada kapanan yol hep birlikte açıldı ve büyük taşlarla sertleştirildi. Mehmet abi önce Pajeroyu geçirdi, ardından da Mustafa ve Erdinç abinin desteğiyle benim keçiyi geçirdik.
Bu geçişten sonra ben öncü olarak bir süre devam ettim. Yolun ilerleyen kısımlarında eriyen kar sularının kayaların altındaki toprağı boşaltması sebebiyle yola düşmüş büyük kaya parçaları vardı. Pajeronun geçebilmesi için bu kaya parçalarını birlikte yoldan attığımız bir noktada sırt çantamı unutmuşum. Bunu fark etmem biraz geç oldu tabi O kadar yolu tekrar gidip gelmek zorunda kaldım. Dağ başı olunca tabi TİLKİ den başka hırsız yok, çanta olduğu yerde duruyordu. Bu noktadan sonra yolun kalan kısmı geçilen kısmına göre daha kolay.