Buradan sonra yaklaşık 75 km. daha sürerek, bence dünya üzerinde görülmesi gereken en güzel yerlerinden biri olan Abyaneh’e gittim. Burayı Kashan’daki hostelde bir kartpostalda görüp rotamın dışında olmasına rağmen ekledim. İyi ki de eklemişim. Burası İran’da gördüğüm en harika, en muhteşem yerlerden biriydi. Eğer bu yazıyı okuyup, İran’a gitmeyi planlarsanız burayı kesinlikle es geçmeyin. Ben buraya kızıl renkli köy diyorum, gerçekten de öyle bir köy. Sadece yeşil ve kızıl renkler var.
Burası İsfahan ve Kashan arasında 200-300 kişilik bir köy. Köy derken de dağın üst taraflarında 2200 rakımlı bir köy. Köylülerin ve girişte bilet kesilen yerde verilen broşürdeki bilgiye göre 2500 yıldır aslını korumuş olan bir yer burası. Buranın ilginç olan kısmıda, burada yaşayan köylüleriymiş. Bu insanlar yaklaşık 500 yıldır Kadınlar başlarını ve omuzlarını örten beyaz üzerine kırmızı mavi çiçek desenli örtüler örter, dizaltı etekler giyiyorlar. erkeklerin ise İspanyol paça benzeri geniş paçalı pantolonları, beyaz hakim yaka gömlekleri var. Bazı kadınlarda gördüğümüz veya türbelerde giymesi için yabancı turistlere verilen çiçekli çarşafın kökeni bunlardan geliyormuş.
Tarihine bakarsak burası İslam’dan önce Zerdüştler tarafından kurulmuş. Daha sonra Safeviler dönemindeki baskılardan dolayı Zerdüştlük baskılanmış. Dilleri de dediklerine göre sadece burada konuşulan Pehlevi dili imiş. Burası 2007’den itibaren UNESCO koruması altındaymış. Buraya geldiğinizde adeta zamanın durduğunu hissedebiliyorsunuz.
Köy orta eğimli bir yamaca konumlanmıştı ve bu nedenle bazı evlerin çatıları bir sonraki evin ön cephelerine denkti. Evler kereste, saman ve kil olmak üzere geleneksel malzemeler kullanılarak inşa edilmişti. Kırmızı kerpiç tuğla duvarları etkileyici. Yağmura maruz kaldığında bu tuğlalar benzersiz bir şekilde sertleşiyormuş. Güneşten mümkün olduğunca çok faydalanabilmek için evler doğuya bakıyor. Binaların kırmızı duvarları eften püften gözükse de oldukça sağlam. Her yağmurda da sertleşirlermiş. Her yıl binalarını baştanbaşa yeniden sıvar, tamir ederlermiş.
Ab- (Su) -Yaneh (Yanı) Türkçe’de Suyanı diyebeleceğimiz bu köye dağdan eski boru sistemi ile oluk oluk su geliyor. Bu suyun geldiği yere de bir cafeterya yapmışlar, gelen geçen burada soluklanıyor.
Yolları daracık ve sevimli olan bu köyde insanlarda dost canlısı, her selam verdiğim mutlaka gülümseyip, muhabbet edebiliyor.