Magoki Attari Camii. İlk bina Karahanlılardan, 12. yüzyıldan. Ateşgede tapınağı üzerine yapılmış. Magok çukur demek. Kum fırtınası sonrası kuma gömülü kaldığı için Cengiz Han görememiş. Tekrar bulunması 16. yüzyılda olmuş. Cephesi 12. yüzyıla ait, gerisi 16. yüzyılda yeniden yapılmış. Karahanlıların hafif sivri kemerli, bitkisel ve geometrik motiflerle ve yazılarla süslenmiş taçkapıları; birbirini kesen sekizgenlerden ortaya çıkan düğüm motifleri tipiktir ve Timurlularda, Gaznelilerde, Büyük Selçukluda ve Anadolu Selçuklularda hatta Osmanlıda yeni yorumlarla değerlendirilmiştir. Bugünkü cami altı sütun üzerine üç nefli planı ile Anadolu’daki üç nefli camilerin öncüsü olmuştur. 17. yüzyılda sinagog olarak da kullanılmış olma ihtimali vardır. Yahudi bir doktor Emir’in çocuğunun hayatını kurtarınca Emir doktora ve onunla beraber 7 Yahudi ailenin Buhara’da yaşamasına izin vermiş. 1939 yılında bir Sovyet arkeoloğun ilgisini çektiği sırada yarı yarıya toprağa gömülüymüş.
Taki-Telpak-Furushon Çarşısı :
Toqi Telpak Furushon, 16. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. Aslen kitapçılardan oluşan bu yüzden pazarın adı Toqi Kitob (Özbekçe kitob = kitap) idi. Yavaş yavaş, kitapçıların yerini kapak satıcılarının atölyeleri ve dükkanları aldı. Altın ve ipek iplikler veya cam boncuklar ile işlemeli türbanlar, kürk süsleri ve küçük kapaklar yapıldı ve satışa sunuldu. Bu mallar orada olmaya devam etse de, halılar, mücevherler, bıçaklar, müzik aletleri ve diğer seyahat hediyeleri artık çoğunlukla satılıyor.
Burası Kubbe çarşı altıgen bir kat planına inşa edilmiş ve yaklaşık 40 metre çapında ölçülmüştür. Büyük merkezi kubbe 38 metrelik bir çapa sahiptir ve sivri kemer penceresinin çarşıya düştüğü bir bobin üzerinde durmaktadır. Daha küçük kubbelerle çevrilidir.
Mir-i Arab Medresesi ve Amir Alimhan Medresesi
Mir Arap Medresesi'nin, Ubeydullah Han tarafından 1530-1536 yıllarında, Şeyh Abdullah Yemeni adına yaptırılmış. Mir Arap Medresesi, Mescid-i Kalon'ın tam karşısında yer alır. Şeyh Abdullah'a halk arasında 'Mir-i Arap' denilir. Medrese bu nedenle 'Mir Arap' diye isimlendirilmiştir. Rivayete göre, Şeyh Abdullah yahut diğer adıyla Mir-i Arap, Yemenli bir şehzadedir. Hazreti Muhammed neslinden olduğu da söylenir. Sultan-ı Enbiya Efendimizin rüyada verdiği bir işaret üzerine Buhara'ya gelmiştir. Buhara'ya geldikten sonra emirle tanışan Şeyh Abdullah, emirden büyük hürmet görmüş hatta medreseyi de onun isteği üzerine Ubeydullah Han kendi parasıyla yaptırmıştır. Aralarında büyük bir dostluk oluşmuş ve vefatlarında ikisi aynı türbeye defnedilmiştir. Türbe medrese dahilindedir."
Geleneksel Orta Asya mimarisine göre inşa edilen medresenin kapalı avlulu, iki katlı medreselerden biridir. Kur'an-ı Kerim'deki 114 sureyi temsil eden 114 oda yapılmıştır. Bu şekliyle 150 civarında öğrenci kapasitesine sahiptir ve halen aktiftir. Giriş portalının sağ ve solundaki iki büyük kubbeli mekanın kuzeyde olanı dershane, sağda olanı ise mescit olarak inşa edilmiştir. Ubeydullah Han ve Şeyh Abdullah'ın irtihalinden sonra kuzeydeki dershaneye defnedilmeleri neticesinde de bu kısım türbeye dönüşmüştür. Ubeydullah Han'ın kabri, Şeyh Abdullah'ın ayak ucundadır
Uluğ Bey medresesi: