Yahu kırlangıç bir rüya gördün başına neler geldi sen bu kadar keramet ehlimisin be mübarek aklıma bir fıkra getirdin.

Zamanın cihan padişahı muhteşem Süleyman bir rüya görür, kan ter içinde uyanır sabahı zor eder. Hemen saray eşrafını telaşa verir
- Tiz bana bu ülkenin en ünlü rüya tabircisini bulun der.
Hemen kollar sıvanır dört bir tarafa heber salınır ve aranan ünlü rüya tabircisi bulunur ve padişahın huzuruna getirilir.
- Buyurun hünkarım nedir rüyanız ben ahvalinizi dile getireyim der.
- Tabircibaşı bak ben bu gece rüyamda bütün dişlerim dökülmüş sadece önde bir tek dişim kalmış olarak kan ter içinde uyandım der.
Tabircibaşı pek düşünmeden malum verilere göre olması muhtemel sonucu açıklar.
- Siz tüm akraba ve yakınlarınızı kaybedecek ağzınızdaki tek diş gibi sipsivri yalnız başınıza kalacaksınız der.
- Bre şom ağızlı bu ne biçim tabir tiz vurun boynunu der padişah ve arkasından
- Hemen bana başka bir tabirci bulun emrini verir.
Saray erkanı telaş içinde bir taraftan yeni bir tabirci ararken cellatlar da işlerini yapar, derken yeni bir tabirci bulunur.
- Söyle bakalım tabirci nedir bu rüyanın hikmeti diye sorar padişah yeni tabirciye.
-Olamaz devletlü hünkarım inanamıyorum bu bir muştu ( müjde ) bu büyük bir haber ülkemizin gönlü şen olsun, rüyanızın hikmeti tüm aile efradınız arasında sadece siz en uzun ömre sahip olacaksınız ve çok yaşayacaksınız der
- Bre tabircibaşı ağzın dert görmesin verin bir kese altın...

İşin özünde ne söylediğimiz değil neyi vurgulamak istediğimiz çok önemli netice olarak aynı şeyleri söylesek bile. Sana değil sana bu şakayı yapan dingillere ithaf olunur.