Bir nusibet, bin nasihatten evladır.

Herkese çok teşekkür ederim.

Öncelikle, karışılaştığım sorunun/sorunların sebepleri listesinde birinci sırada ben yer almaktayım. Yapmam / yapmamam gerekenlerle ilgili tüm eksilerimin kaynağında da biligisizlik yatıyor. Şimdi bu bilgileri bu tecrube yüzünden tamamlıyorum. Ama bu konunun en can alıcı yeri belki de hep aklımda olan şey: Nasıl motosiklet sevdasının başında eğitim şart deyip güvendiğimiz bir yerden birinden uygulamalı güvenli sürüş eğitim alıyorsak, üzerinde canımızı gezdirdiğimiz sevgilimiz motosikletlerin dilini belli bir düzeyde anlayabileceğimiz bir teknik bakım onarım eğitimi de şart.

Bir kaç yoruma cevap vermek ya da katkıda bulunmak isterim:

Alıntı:

---

mfk321 Nickli Üyeden Alıntı

çok geçmiş olsun. ilk motorculuk yıllarında böyle olaylar çoğu kez ciddi kaygılara yol açar( ben de öyle olmuştu zira) . umarım öyle olmaz. nihayetinde büyük bir musibet atlatmışsınız ve neredeyse 10 000 nasihate bedel olmuş.

---

Şu anda o kaygıyı bir miktar ben de taşıyorum. Güvenilir bir ustadan "Tamamdır motosikletine güvenle binebilirsin" lafını duymadan pek virajlara yatamazmışım gibi geliyor : /

Alıntı:

---

Akifz Nickli Üyeden Alıntı

Çok geçmiş olsun ,paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum. Bu başlıktan çok şey öğrendim. Özelllikle ilk yardım kiti tavsiyesi çok önemli çok atlanıyor...

Bahsettiğiniz Ducati grubu ile ilgili siteminizi çok anlayamadım. Sizin tabirinizle yardımcı olmadılar mı bu ciks motorcular.

---

O grupla ilgili söylemek istediğim şey; az ya da çok yardım etmek istediler ama teknik konuda benden bile daha az bilgiliydiler. O grupta da o gün bir sorun yaşansa belli ki, hiç kimsenin bırakın çözümü, tedbir olarak bile ne yapılması gerektiği konusunda hiç fikirleri yoktu. Önemli olan motosikletin boyasıydı : D

Alıntı:

---

YYUCE Nickli Üyeden Alıntı

Geçmiş olsun, musibet bizler için tecrübe demektir. Şehir içinde öyle veya böyle başınızın çaresine bakabilir en kötü şartlarda motoru bir kamyonet üzerine atıp tamircinin yolunu tutarsınız; ya şehir dışında dağın başında kime amca dayı dersiniz, basit bir arızayı kendi imkanlarınızla çözebilecek iken çantanızda takım yoksa ne yaparsınız, telefon tamir takımı sayılmaz bulunduğunuz yerde çekme şansı bile olmayabilir. Ankaralı bir arkadaşımız ( Bilge Gölge nikli Şenol ) Karadeniz'de elektrik tesisatını yakmıştı oturup tek başına komple elektrik tesisatı çekmişti Afrika Twine ama kendisi elektrik elekrtonik mühendisiydi. Motora binmek değil dilini de anlamak lazım, onun için dinlemek, normalin dışındaki seslerin kaynağını çözmek lazım bu size geç kalmadan müdahale imkanı sağlar. Her şeyden önce bakımsız yola çıkmamak gerekir.

---

İşte bu konunun benim canımı sıkan yanı da benim bunu tecrubeyle öğrenmem : D Henüz başınıza gelmemiş bir olay için alacağınız tedbirler ancak akıl yürütmeyle olur. Ama motosiklet gibi ayrıntılarla dolu ve bir kaç disiplini bir arada barındıran konularda da genellikle deneyimle bilgi ve becerilerimizi geliştirebiliyoruz. Benim kendime kızdığım ve atladığım nokta hiç bilmediğimi farz edebileceğimiz bir konuda "ustasına götürüp bi bakalım nesi var nesi yok" dememiş olmam. Çünkü bu kısmı akıl yürütmeyle bile olabilecek kısmı : D
Bakıma gerek olmadığını düşünmemi sağlayan şeyler vardı ama... Olsun. Yıllardır kullandığım, bakımlarını günü gününe yaptırdığım motosikletim bile olsaydı uzun yolculuk öncesi bi bakım şarttı.

Alıntı:

---

Arjantinli69 Nickli Üyeden Alıntı

geçmiş olsun ucuz atlatılan ama önemsenmesi gereken bir durumu yaşamışsınız.
Aslında O motoru satan vatandaşın bakımlarını yaptırıp size vermesi gerekliydi,ama malesef ülkemizde masraf çıkartmaya hazır motor satılığa çıkmakta.
teker rulmanları zamanında çogu yerde kullanılan çok bilindik fiyatı uygun bir rulman.çamaşır makinalarının kazanlarında ve motor aksamında kullanılırdı mesela.
ben her zaman 2.el aldıgım bir motoru ilk önce baştan aşağı bakıma sokar ondan sonra limitlerine bakarım,ileride başım ağrımasın yolda kalmayalım diye'de bakım aralıklarını hep öne alırım.

bir'de telefon rehberimden istediğim zaman ulaşabileceğim ustaların,parçacıların telefon numaralarını eksik etmem.

---

Çok haklısınız. Motosikleti alırken 1 yıl boyunca bir eksiği arızası çıkarsa bütün masraflarını ben üsteleneceğim sözüne güvenmedim değil hani. Buna rağmen bakımların tam olduğuna kanaat getirmemi sağlayan başka şeyler de vardı. Muhtemelen sorun çıkarmamış o rulmanların ömrü benim yolculuğuma yetmedi sanırım. Kim ne demiş olursa olsun ne söz vermiş olursa olsun benim motosikleti bakıma sokmam motosikletimi tanıdıktan sonra öyle bir yolculuğa çıkmam lazımdı.

Alıntı:

---

korkmaz Nickli Üyeden Alıntı

geçmiş olsun, sonuçta nasıl bir maliyet ile hangi parçalar vs değişti, tamir edildi merak ettim, lastikleri yenilediniz mi mesela?

daha önce de bir vesileyle sormuştum başka bir başlıkta, ilk yardım seti bulunduruyor musunuz motorunuzda diye, o da olmazsa olmaz bir ekipman bence.

---

Alıntı:

---

Sadık1453 Nickli Üyeden Alıntı

Geçmiş olsun ALLAH korumuş gerçekten.

Benim gibi yaşlı bir motosiklete sahipsen mutlaka yanında ufak tamiratları yapabilecek bir takım çantan olmalı. Hele uzun yola çıkıyor ise bu çantanın muhteviyatı daha geniş olmalı.


"KAZASIZ SÜRÜŞLER"

---

Alıntı:

---

arasacer Nickli Üyeden Alıntı

Benim hikayeme gerçekten çok benzemiş... Çok geçmiş olsun... Halen güzel insanlar var. Kötü insanlarda halen var tabi ki... Her gün bir yerde iyi taraflarını maddi çıkarlara satan ve birilerinden ne götürürsem kardır peşinden koşan insanlarda çok var en azından ben çok rastladım... Yolda kalıp akü takviyesinden sakal parası isteyen çok adam gördüm...

Kerem arkadaşa ve motorsikletçi arkadaşları kutluyorum...

Uzun yola çıkmak için bakıma mutlaka ihtiyaç var. Maalesef düzgün satıcı ve bilinçsiz insanlara denk geliyoruz. Bu da hem canımıza mal oluyor hemde sıkıntı, endişe, maddi manevi yani psikolojik etkiye kadar götürüyor... Benimde en büyük sorunlarımdan bir tanesi yanıma alacağım bir takım olmaması... Motorsikletin bagaj kapasitesi ve bunları taşımaktan biraz uzaklaştırıyor. Yukarıdaki yedek ve olması gereken bir kaç parçanın bir takım olarak satılan bir yer olsa hiç tereddüt etmeden alırdım. Bir şeyler yaşamak tecrübe sahibi olmak güzel olsa da yaşanan sıkıntılar bazen tecrübenin dışına taşıyor... Sanki geçmişe bir yolculuk yapmış gibi oldum... Tekrardan çok geçmiş olsun... :-)

---

Dönüşte hemen ilk yaptırdıklarım ve bunlar için yaptığım masraf hakkında:
Rulman çok pahalı bir parça değil. Başıma gelenlerden sonra ön arka tüm rulmanları ustaya değiştirttim. 40 lira rulmanlar için ödedim. Lastikleri değiştirme niyetim vardı zaten. Bu olaydan sonra hemen değiştirttim. Michelin Anakee 2 ön arka 640 lira ödedim.
Bir miktar da ustaya emekleri için ödedim.

Tamir çantası hakkında:
İlk yardım setim var ama, yanına bir küçük tamir seti istiyor. Optimum bir kitte yer alması gerekenler listesi için forumu deşeleyeceğim. Belki bu konu vesilesi ile ustalar, tecrubeli abiler arkadaşlar önerilerde bulunurlarsa çok sevinirim. Ticari kaygılarla oyuncak set gibi satılan işlevsiz parlak setlere gereksiz paralar ödemek yerine, gerçekten müdahale edebilmemizi sağlayan tecrubelere dayalı bir seti kendimiz oluştursak daha etkili olur gibi geliyor bana.

serway'ın güzel bilgilendirici yazısına ayrıca bir teşekkür dışında umarım atladığım bir konu ya da cevapsız bıraktığım soru yoktur. : )

Çok geçmiş olsun Allah korumuş cok daha kotu anılar olabilirdi motosiklete binmeden once goz ucuylada olsa sağına soluna bakmak gerekli gercekten 20km hızla bile kaza yapılsa ciddi hasarlar alınabilir. Herseyden onemlisi bu zevki devam ettirmemiz için sağlam ve sağlıklı kalmamız gerektiği unutulmamalı

Alıntı:

---

serway Nickli Üyeden Alıntı

Öncelikle geçmiş olsun. Güzel ve üzerinde konuşulası bir paylaşım olduğu için okuyanlara tecrübe kazandıracağı ve faydalı olacağı düşüncesindeyim.

Hepimiz iki tekerin sırtında kendimizi özgür hisseden çılgınlarız. Toplamda asfalt ile aramızda bir kaç cm2 alan var ve bu alanı doğru yöneterek bu keyfi sürüyoruz.
Kullandığımız makinanın dinamiğinde meydana gelen aksaklıklar bu minik bağlantıyı biraz değiştirince hayat ile ölüm arasında git gel yaşıyoruz.

Hikayeyi okuyunca dikkatimi çeken bazı noktalar oldu. Bunlarla ilgili olarak daha tecrübeli arkadaşlarımız mutlaka bazı noktalara ışık tutacaktır fakat ben de hazır yeri gelmişken alanımla ilgili olduğu için birtakım "iş güvenliği" kavramlarına dikkat çekmek istiyorum.

Örneğin sarsıntı başlayıp sesler kuvvetlice hissedilir hale gelmeden önce mutlaka küçük belirtiler vermiş olmalı. Yani son noktaya gelmeden önce bu tür belirtileri yakalamış olabilirsek bu sorunları önleyebiliriz.

Bu durumları önceden görmek ve bu durumla yüzleşmemek içinse gerekli olan şey Proaktif (önleyici) davranış ile açıklanıyor. Yani durumun gelişmesini önlemek, durumla yüzleşmemek. Eğer ki bunu yapamazsak bu durumla yüzleşiyoruz ve bu yüzleşmede kendimizi korumak için bir tepki(reaksiyon) gösteriyoruz. Bu tür davranışa da Reaktif(tepkisel) davranış deniyor. Reaksiyon sonrasında kendimizi koruyabiliyoruz yada koruyamıyoruz.
Proaktif olmak her zaman Reaktif olmaktan daha kolay, daha risksiz, daha ucuz bir method olarak karşımıza çıkıyor.


> Peki motosiklet konusunda nasıl Proaktif(önleyici) olabiliriz? Ne zaman önleyici davranışlara başlayabiliriz?

> Bunun için sorgulayıcı bir bakış açısıyla durumları değerlendirmemiz gerekiyor. Mesela bu örnek için bu durumu bir analiz edelim.

Motosikletimizi alırken, alacağımız modelin kronik sorunlarını araştırırsak ve kendi kullanım amacımıza uygun ve sorunlarını iyi bildiğimiz bir model alırsak, bilmediğimiz yeni sorunlarla karşılaşmamızı önlemeye yardımcı olacaktır.

Diyelim ki aldığımız model f650 GS,

Kronik problemlerini biliyoruz. Bunların ne tür kullanımlarda ve hangi kmlerde ortaya çıktığını da biliyoruz. Buna karşın aldığımız motosikletin üzerinde arazi lastikleri var. Bu noktada şunu sorgulamamız gerekecektir.

> Bu lastikler bu motor için önerilen ve fabrikanın kullandığı lastikler mi? Değil mi? Değilse bu lastikler neden kullanılmış? (arazi kullanımı için) Kullanılması sonucu ortaya çıkabilecek riskler nelerdir?

-Arazi kullanımı sonucu...........Jantın eğik olma riski, lastiğin tutunma karakterinin az olma riski, tellerin akortlarının bozuk olma riski, balans bozukluğu riski, bilyaların yıpranmış olma riski, zincirimizin arazide ve tozlu koşullarda kullanımdan dolayı bakla hareketlerinin bozulmuş olması riski...... Bir sürü risk!

Gerek satın alırken, gerekse kullanırken bu yaklaşım çerçevesinde düşünerek hareket etmemiz, istemediğimiz durumlarla yüzleşmemizi önlemeye yardımcı olacaktır.

Değinmek istediğim bir diğer konu ise "Ramak Kala" kavramı.

Ramak kala durumu şöyle açıklanabilir: Bir kaza yada olumsuz bir durum yaşanması için gerekli faktörler vardır fakat durum yaşanmamıştır. Yaşanmamasını sağlayan faktör ise şans faktörüdür.

Örneğin; bir kavşakta bir otomobili hemen arkasından takip ediyorsunuz. Otomobil sağa dönüyor, siz de arkasından dönüyorsunuz. Dönüş esnasında solunuzdan araç gelip gelmediğini kontrol etmek için başınızı sola çevirip bakıyorsunuz. Gelen yok. Devam etmek için başınızı önünüze çevirdiğinizde bakıyorsunuz ki önünüzdeki otomobilin önüne bir yaya atladığı için otomobil sertçe fren yapıyor. Siz ise bu otomobile arkadan çarpma riskinden dolayı frene asılacakken araç yayadan kurtarıyor freni bırakıp gazlıyor. Belki de sizin fren yapmanıza bile gerek kalmadan bu kazadan kurtuluyorsunuz.

İşte bu bir "Ramak Kala" dır. Eğer ki siz burada gerekli dersi çıkarıp araçları daha geriden takip etmeyi öğrendiyseniz "Proaktif" yaklaşmış, ileride ortaya çıkabilecek benzer bir durumu önlemiş oluyorsunuz.

Örnekler elbette çoğaltılabilir. Fakat "Proaktif Yaklaşım" ın 2 temel kaynağı şunlardır:
1. Sorgulayıcı yaklaşım: Var olan durumun ne tür tehlikeler doğurabileceğinin düşünülmesi, ona yönelik rutin kontrollerin yapılması, yedek donanımların hazır bulundurulması vs...
2. Ramak kala tecrübelerinin dikkate alınarak tekrarlanmaması.

Ne kadar kısa tutmaya çalışsam da uzadı. :)
Tekrar geçmiş olsun. Umarım tekrar benzer bir durumla yüzleşmezsiniz.

---

serway bilgilendirici güzel yazın için çok teşekkür ederim. En sevdiğim şeylerden birini yapmış, bir disipline başka bir disiplinin gözünden bakarak olayı başka bir bakış açısıyla ele almışın. Bu biçim için ayrıca teşekkür ederim. Yazın aslında bence çok kıymetli bu açıdan. Belki de bu yaklaşımınla güvenli sürüş ve bakım gibi motosiklet konularına yeniden eğilip önemli aşamalar kaydedilebilir.
Yeri değil belki ama bence uygarlığın önünü açan şey hep o uygarlık tarihi boyunca fikirler zenginliği olmuştur. Bu gün bu çok bilimsel yapılıyor tabi. Ülkemizde çok yapılmadığını düşündüğüm bir şey. Bırakın farklı metodların süzgeçlerini üst üste koyarak konuyu elemeyi sık dokumayı, farklı fikirlerimizi karşılıklı tartışamıyoruz henüz.

Ben de kısa tutabilmek amacıyla senin yazının üzerinden kısaca şunu söylemek istiyorum:
Yazında da bahsettiğin gibi benim başıma gelen olayda Proaktif olmayan şahıs malesef bendim. Bilmediğim kısımlar için eksiklerimi tamamlayana dek ustasına teslim edip tamamlanmasını sağlamalıydım. Bahsettiğin proaktif yaklaşım için tecrubeyi edinmiş olmama bile gerek yoktu. Bu olayın en dramatik yönü bence budur :)

İş Güvenliği açısından yaklaşırken verdiğin örnekler etkili bir kontrol listesi oluşturmuş bile. : )
Tekrar teşekkür ederim. Ellerine aklına bilgine sağlık.

önemli olan bizlerin yaşadığımız her oaydan bir ders cıkarmamızdır.ucuz atlatılmış bir olay gecmiş olsun.

Benden de koca bir geçmiş olsun. 10 yaşında ve üzerinde arazi lastikleri bulunan bir motorun, asfaltta kullanılan bir motora göre çok daha yıpranmış olma ihtimali fazla. Aslında 2.el motor alırken herkes gönlünde yatan modeli seçip onu en ekonomik şartlarla almayı planlıyor. Konu şu, bütçe belli gönülde de f 650 , ama 10 yaşında f 650 mi , 5 yaşında kle 500 mü. Motor seçerken duygusal değil mantıksal yaklaşmak önemli.

Alıntı:

---

enginE Nickli Üyeden Alıntı

Benden de koca bir geçmiş olsun. 10 yaşında ve üzerinde arazi lastikleri bulunan bir motorun, asfaltta kullanılan bir motora göre çok daha yıpranmış olma ihtimali fazla. Aslında 2.el motor alırken herkes gönlünde yatan modeli seçip onu en ekonomik şartlarla almayı planlıyor. Konu şu, bütçe belli gönülde de f 650 , ama 10 yaşında f 650 mi , 5 yaşında kle 500 mü. Motor seçerken duygusal değil mantıksal yaklaşmak önemli.

---

Teşekkür ederim, çok sağolun. :)

Haklısınız... Motosikleti aldığım güne dönsem şimdi, elbette tercihim inanın Demirat'tan yana olurdu :) Ama malesef memleketimizdeki bir çok insan gibi ben de cahilliğimi ve acemilğimi deneyimle aşıyorum. Bir de bu konunun başka önemli bir tarafı da sosyal yönümüz. Eğer motosikleti almadan önce Enduroist Ailesi'ne katılmış olsaydım bu durumu yaşamazdım ya da bu tecrubemi yaşayarak değil paylaşımla öğrenek bile aşabilirdim. :)

Birazcık bahsetmiştim ama konunun bir diğer önemli kısmı da:
Motosiklet kavramı dilinden anladığınızda ve ona baktığınızda, o filmlerde gördüğümüz sahibini sahiplenen arkadaş olan atlar gibi, motosikletiniz de sizi yıllarca hapşurup öksürmeden sırtında taşır bunu biliyorum. Burdaki asıl eksiklik dilinden anlamadığınız tanımadığınız bir kısrakla heyecanlanıp yollara düşüvermek galiba :)