KTM 1190... Oyunun Kuralları Değişiyor...

[Semih SERBEST]

AT den vaz gecip 1190R mi baksak.
Tecrube eden arkadaslarin yorumunu alsak. Birkac videosunu izledim , hakaten cok guclu bir motoru var ve heybetli.
Gerci benimki hayal biraz ,88cm bacak boyu ile 90cm sele yukesekligine sahip motor ancak topuklu ayakkabiyla surulur herhalde.

Boy 185 bacak boyu 88cm. Ottoman style dedikleri bu olsa gerek.

Enver Bey Africa Twin in selesi dar olduğundan (KLE 500 gibi) ayaklar daha sağlam basıyor yere ama 1190 Adventure da öyle çok yüksek değil. Ayrıca selenin de iki pozisyonu var ayarlanabiliyor. Ne var ki Africa kullanıcısı olarak off road sevdiğinizi düşünerek; benzer özelliklerde 21 ön jant ve daha fazla off-road kabiliyetleri olan 1190 Adventure / R 'ın selesi tek parça, ayarlanamıyor ve sanırım yol modelinin yüksek ayarından bile daha yüksek selesi. Bu arada benim boyum 172 cm

[omercem]

0 aldığım ve akrepoviç dahil full+full hale getirdiğim ktm 1190 ADV motosikletimi 10.000 km kullandım ve sattım. Benim sürüş dinamiklerime uymadı.

İnsanı yoran bir yapısı yapısı var motosikletin. Meşhur ağırlık/güç dengesi bozuk motosikletlerden birisi tenere 660 dır mesela 48 bg 200+ kg. Bunu tersi bir bozukluk 1190 da var. 150 bg/200 kg.. 0-100 km 3.2 saniye. Bir enduro/touring motosikletin 280 km hıza çıkması gerekiyor mu yahut BMW bu beygirlere çıkamadığı için mi 1200 GS ler 220 de kalıyor bence hayır. BMW sürüş mantığını çok güzel koruyor. KTM rally raid geleneğini satmaya çalışıyor.

Sakin akıcı bir sürüş yapmayı neredeyse imkansız kılan bir güç ağırlık oranı var. Motosiklet 100 bg rain modda 6. vites ve normal orta devirlerde 170 km hıza ulaşıyor. yani daha yavaş gitme diyor sana... 5. vitese alıp 120 ile gidecek haliniz yol uzun yol da neticede.. gaz fren / gaz fren sürüş istikrarını sürekli bozuyor. o yüzden sevemedim. mantık olarak da 120 + seyir hızlarına zaten karşıyım. Sürücünün kontrol edemediği bir ortam olduğunu düşünüyorum o hızların Allah a emanet gidiyorsunuz.

1190 R lerin manuel ayarlı süspansiyonları daha sağlam yol tutarken 1190 nın elekronik ve çok modlu süpansiyonları da her modda yumuşak kalıyor ve yol tutuş ve yüksek hızda (120 km üstü) frenajda güven vermedi bana . Güçlü frenejda gidon amortisörüne rağmen kafa dağılma atağı yapıyor hatta o amortisörü standart olarak bu yüzden ekledikleri düşüncesindeyim.

Alınır mı alınmaz mı ... tabiki temiz 2. el alınır binilir... ha bu da buymuş denir gönderilir bence...

[Ersan ÖZYURT]

0 aldığım ve akrepoviç dahil full+full hale getirdiğim ktm 1190 ADV motosikletimi 10.000 km kullandım ve sattım. Benim sürüş dinamiklerime uymadı.

İnsanı yoran bir yapısı yapısı var motosikletin. Meşhur ağırlık/güç dengesi bozuk motosikletlerden birisi tenere 660 dır mesela 48 bg 200+ kg. Bunu tersi bir bozukluk 1190 da var. 150 bg/200 kg.. 0-100 km 3.2 saniye. Bir enduro/touring motosikletin 280 km hıza çıkması gerekiyor mu yahut BMW bu beygirlere çıkamadığı için mi 1200 GS ler 220 de kalıyor bence hayır. BMW sürüş mantığını çok güzel koruyor. KTM rally raid geleneğini satmaya çalışıyor.

Sakin akıcı bir sürüş yapmayı neredeyse imkansız kılan bir güç ağırlık oranı var. Motosiklet 100 bg rain modda 6. vites ve normal orta devirlerde 170 km hıza ulaşıyor. yani daha yavaş gitme diyor sana... 5. vitese alıp 120 ile gidecek haliniz yol uzun yol da neticede.. gaz fren / gaz fren sürüş istikrarını sürekli bozuyor. o yüzden sevemedim. mantık olarak da 120 + seyir hızlarına zaten karşıyım. Sürücünün kontrol edemediği bir ortam olduğunu düşünüyorum o hızların Allah a emanet gidiyorsunuz.

1190 R lerin manuel ayarlı süspansiyonları daha sağlam yol tutarken 1190 nın elekronik ve çok modlu süpansiyonları da her modda yumuşak kalıyor ve yol tutuş ve yüksek hızda (120 km üstü) frenajda güven vermedi bana . Güçlü frenejda gidon amortisörüne rağmen kafa dağılma atağı yapıyor hatta o amortisörü standart olarak bu yüzden ekledikleri düşüncesindeyim.

Alınır mı alınmaz mı ... tabiki temiz 2. el alınır binilir... ha bu da buymuş denir gönderilir bence...

Senin yorumlarını çok merak ediyordum. Açık, net cümleler olmuş.

[Semih SERBEST]

0 aldığım ve akrepoviç dahil full+full hale getirdiğim ktm 1190 ADV motosikletimi 10.000 km kullandım ve sattım. Benim sürüş dinamiklerime uymadı.

İnsanı yoran bir yapısı yapısı var motosikletin. Meşhur ağırlık/güç dengesi bozuk motosikletlerden birisi tenere 660 dır mesela 48 bg 200+ kg. Bunu tersi bir bozukluk 1190 da var. 150 bg/200 kg.. 0-100 km 3.2 saniye. Bir enduro/touring motosikletin 280 km hıza çıkması gerekiyor mu yahut BMW bu beygirlere çıkamadığı için mi 1200 GS ler 220 de kalıyor bence hayır. BMW sürüş mantığını çok güzel koruyor. KTM rally raid geleneğini satmaya çalışıyor.

Sakin akıcı bir sürüş yapmayı neredeyse imkansız kılan bir güç ağırlık oranı var. Motosiklet 100 bg rain modda 6. vites ve normal orta devirlerde 170 km hıza ulaşıyor. yani daha yavaş gitme diyor sana... 5. vitese alıp 120 ile gidecek haliniz yol uzun yol da neticede.. gaz fren / gaz fren sürüş istikrarını sürekli bozuyor. o yüzden sevemedim. mantık olarak da 120 + seyir hızlarına zaten karşıyım. Sürücünün kontrol edemediği bir ortam olduğunu düşünüyorum o hızların Allah a emanet gidiyorsunuz.

1190 R lerin manuel ayarlı süspansiyonları daha sağlam yol tutarken 1190 nın elekronik ve çok modlu süpansiyonları da her modda yumuşak kalıyor ve yol tutuş ve yüksek hızda (120 km üstü) frenajda güven vermedi bana . Güçlü frenejda gidon amortisörüne rağmen kafa dağılma atağı yapıyor hatta o amortisörü standart olarak bu yüzden ekledikleri düşüncesindeyim.

Alınır mı alınmaz mı ... tabiki temiz 2. el alınır binilir... ha bu da buymuş denir gönderilir bence...

Ömer bey, yorumlarınızı yazdığınız için teşekkür ederim. Bir deneyim yaşamışsınız ve belli ki bu motosiklet size uymamış. Aynı motosiklet farklı insanlara çok farklı şeyler hissettirebiliyor gerçekten de. Yorumlarınıza katıldığım ve katılmadığım noklalar var.

İnsanı yoran bir motosiklet olduğu bağlamında stok ön camın rüzgar korumasının yetersiz olması benim açımdan yorucudur, evet. Uzun cam kullanmadım, bilemiyorum nasıl fark ederdi. Yalnız benim yetersiz dediğim koruma 150+ hızlardaydı. Daha düşük hızlarda gayet yeterli.

Sanırım yanlış anlaşıldığım bir nokta var. Motoru hep 250 lerin üzerinde kullanmıyoruz; 5 ayda toplam 10 kere çıkmamışımdır o süratlere. Son sürat ve hızlanma değerleri motorun gücü hakkında fikir verir. Ne var ki aradaki fark 40-50 kilo yük ve artçılı seyahat ettiğiniz zaman rampada sollama yapmak istediğinizde ortaya çıkıyor. Yoksa 120 km/s azami hızı göz önüne alsaydık - ki yüksek hızların güvensizliği konusunda size katılıyorum- hepimiz 250 cc motosikletlere biniyor olurduk. Motosikletin gaz tepkileri gerçekten de -sürüş modu seçimine bağlı olarak- çok agresif olabiliyor ama sonuç olarak kontrol sizde. Motorun güç ağırlık oranı burada suçlanması gereken en son kriter. Ben dediğiniz sorunun üstesinden motoru 5. ya da 4. viteslerde kullanarak gelebiliyorum. Yeni başlayanlar tarafından tercih edilmediği hususunda biraz bu kısmına gönderme yapmıştım aslında. Yine de motosikletin bu kadar güçlü olması kesinlikle mantık dışıdır; doğrudur, katılıyorum. Gerçi motosikletin kendisi ne kadar mantıklıdır ya da motosikletteki "sürüş mantığı" neyi ifade eder emin değilim.


Daha yüksek hıza çıkma gereği duyduğum tek durum yavaş gidilmesi zorunlu bozuk yol/arazi şartları. Birinci vitesde rolantide 16-17 km/s hızlara sahip ki bence bu yüksek bir değer. Tork da yüksek olunca debriyajı çok sık kullanmanız gerekiyor. Off-road a daha yatkın R versiyonunda vites oranları aynı mı bilmiyorum, aynı ise hatalı tasarımdır bence.

Süspansiyon ve fren konusundaki görüşlerinize katılmıyorum. Bence çok başarılı ikisi de. Özellikle yakın zamanda yapmış olduğum yüklü ve artçılı seyahatte fren konusunu çok daha iyi tecrübe edebildim. Stabilite frenajda virajda dahi hiç bozulmadı. Belki sizin kullandığınız aracın sorunları vardı, bilemiyorum. Kafa sallama kısmını yukarıda yazmıştım tekrar etmeyeceğim.

Motorun sizi bu kadar yormasındaki en önemli etken bence kullandığınız "akrepoviç" egzoz. Kendi egzozunu bile zaman zaman gürültülü bulduğum oluyor ki -neyse ki tıkaç kullanmaktayım- böyle bir değişiklikle size hak veriyorum.

Motorunu sevmekten öte aşık olan biri olarak yazmaktayım. Hiçbir tüzel kişi/kurum ile ilgim bağlantım mevcut değildir. Elbette herkesin farklı görüşleri olacak ki forumların güzelliği de burada zaten. Son olarak her hangi bir motosiklet için -ki çin motorları hakkında bunun mücadelesini çok verdim- alınır, denenip (beğenilmeyip) satılır demenin farklı farklı nedenlerle yanlış olduğunu düşünüyorum.

Saygılar, sevgiler...

[oguzetuna]

+Standart elcik ve popocuk ısıtma

ufak bir düzeltme yapayım koltuk ısıtma bmw'de yok

[Ediz Gürkan]

Porsche ya da Ferrari çok güçlü diye almayanı duymadım. İhtiyacı ve ya araçtan beklentileri farklıdır(tabii ki parası olduğunu varsayarak ya da çok güçlü bir müzik sisteminiz varsa her daim sesi sonuna kadar açmıyorsunuz. Ben güç elimin altında olsun ama kullanmayayım isterim. Mesela gs'le 140'ın üzerine filan çok çok nadir çıkarım oysa rahatça 200 yapar.
Ömer'i de tanıdığım için, aslında ihtiyaçları ve istekleri 1190 ile örtüşmediği için değiştirdiğini söylemekte bir sakınca olmaz diye düşünüyorum


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[omercem]

12 yaşında köyden okula gidip gelebilmem babamın aldığı puch marka mobiletle başladı benim motosiklet hikayem. Babamın bana bu motosikleti almasının nedeni ulaşımımı kolaylaştırmaktan öte devlet memuru maaşlı bir adam olmasına rağmen kendisine ait komar, minarelli ve jawa ceylan 250 den uzak durmamı sağlamaktı universite yılları hariç hep motosikletim oldu şükür. Motosiklete erken tanışmanın avantaj ve dezevantajları var. Elbette büyük tutku ve keyif. Ancak biraz çinliler ya da taiwanlılar gibi bir ulaşım aracı olarak değerlendirip, iki tekerli ortasında güç ünitesi barındıran oturgaçlı götürgeç gözüyle bakmanıza sebep olabiliyor.

Yine kişisel olarak para ile satın alınan şeylere keyif almanın dışında, aşk- özgürlük- çılgınlık- hayat gibi aşırı anlam yüklemenin tüketim kültürünün beynimize oynadığı bizimde kabullenmek zorunda olduğumuz bir yargı olduğu ortada. çünkü bunlar ne yazık ki para ile alınması mümkün olmayan, dur bir de 2016 model sulu özgürlük alayım diyeceğiniz şeyler değil. kendimizi iyi hissetmek için kolumuzdaki saatten gardroba doldurduğumuz kıyafetlere kadar her şeye bir mantık ve makul açıklamalar buluyoruz.

Konu dağılıyor farkındayım, Alper kamp düzenlemediği için yazarak herşeyi ifade etmemiz zor ama 1190 nın sosyo politiğine gelirsem ayarlanabilir kademeli ekstra rüzgar camı vardı, rüzgar ve ben de sürekli kulaklık kullandığım için akrapoviç exhaust değildi sorun...yukarıda belirttiğim gibi motosikletin super sport, super naked, enduro touring ne olacağına karar veremeyen hali idi. Açık yolda 130 - 140 bağlayıp söyle doğanın yolun virajın keyfini çıkarıp gidemiyorsunuz yahu. Ya tapa gazdasınız ya bir kamyonun arkasında frende... Amortisör yumuşaklığı ve ön tarafın hafif kalması sadece benim yorumum değil benzer şikayetler forumlarda dile getiriliyor. Bunlar KTM kötü şu marka mükemmel demek için yazmıyorum. Mesela bu yaz çıkabilir denilen KTM 800 lük makinesini merakla bekliyorum.

[Ediz Gürkan]

12 yaşında köyden okula gidip gelebilmem babamın aldığı puch marka mobiletle başladı benim motosiklet hikayem. Babamın bana bu motosikleti almasının nedeni ulaşımımı kolaylaştırmaktan öte devlet memuru maaşlı bir adam olmasına rağmen kendisine ait komar, minarelli ve jawa ceylan 250 den uzak durmamı sağlamaktı universite yılları hariç hep motosikletim oldu şükür. Motosiklete erken tanışmanın avantaj ve dezevantajları var. Elbette büyük tutku ve keyif. Ancak biraz çinliler ya da taiwanlılar gibi bir ulaşım aracı olarak değerlendirip, iki tekerli ortasında güç ünitesi barındıran oturgaçlı götürgeç gözüyle bakmanıza sebep olabiliyor.

Yine kişisel olarak para ile satın alınan şeylere keyif almanın dışında, aşk- özgürlük- çılgınlık- hayat gibi aşırı anlam yüklemenin tüketim kültürünün beynimize oynadığı bizimde kabullenmek zorunda olduğumuz bir yargı olduğu ortada. çünkü bunlar ne yazık ki para ile alınması mümkün olmayan, dur bir de 2016 model sulu özgürlük alayım diyeceğiniz şeyler değil. kendimizi iyi hissetmek için kolumuzdaki saatten gardroba doldurduğumuz kıyafetlere kadar her şeye bir mantık ve makul açıklamalar buluyoruz.

Konu dağılıyor farkındayım, Alper kamp düzenlemediği için yazarak herşeyi ifade etmemiz zor ama 1190 nın sosyo politiğine gelirsem ayarlanabilir kademeli ekstra rüzgar camı vardı, rüzgar ve ben de sürekli kulaklık kullandığım için akrapoviç exhaust değildi sorun...yukarıda belirttiğim gibi motosikletin super sport, super naked, enduro touring ne olacağına karar veremeyen hali idi. Açık yolda 130 - 140 bağlayıp söyle doğanın yolun virajın keyfini çıkarıp gidemiyorsunuz yahu. Ya tapa gazdasınız ya bir kamyonun arkasında frende... Amortisör yumuşaklığı ve ön tarafın hafif kalması sadece benim yorumum değil benzer şikayetler forumlarda dile getiriliyor. Bunlar KTM kötü şu marka mükemmel demek için yazmıyorum. Mesela bu yaz çıkabilir denilen KTM 800 lük makinesini merakla bekliyorum.

KTM 1090 R tam sana göre mi acaba


Tapatalk kullanarak iPad aracılığıyla gönderildi

[Semih SERBEST]

Porsche ya da Ferrari çok güçlü diye almayanı duymadım. İhtiyacı ve ya araçtan beklentileri farklıdır(tabii ki parası olduğunu varsayarak ya da çok güçlü bir müzik sisteminiz varsa her daim sesi sonuna kadar açmıyorsunuz. Ben güç elimin altında olsun ama kullanmayayım isterim. Mesela gs'le 140'ın üzerine filan çok çok nadir çıkarım oysa rahatça 200 yapar.
Ömer'i de tanıdığım için, aslında ihtiyaçları ve istekleri 1190 ile örtüşmediği için değiştirdiğini söylemekte bir sakınca olmaz diye düşünüyorum


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Ediz bey aslında çok güzel özetlemiş. Bunun üzerine söyleyecek söz kalmıyor...

12 yaşında köyden okula gidip gelebilmem babamın aldığı puch marka mobiletle başladı benim motosiklet hikayem.

Ömer bey, sizinle tanışmayı sohbet etmeyi çok isterdim. Keşke yüz yüze görüşme fırsatımız olsa da birbirimizi daha iyi anlayabilsek. Sanal ortamlarda bir yere kadar oluyor malesef. Ben sizin kadar şanslı olamayanlardanım. İlk motorsikletime 2007 yılında; 32 yaşındayken sahip oldum. Keşke ailem sizinkiler gibi destekleseydi. Hatta şöyle bir hikayem var benim.

http://www.semihserbest.com/?p=141

Bayram haftası ve sonrasındaki hafta tek motor; geziye gittik eşimle. Yaklaşık 3550 km, karadenizi gezdik. Bu gezide zaman zaman yüksek süratlere çıktık, zaman zaman virajlı yollarda keyif aldık, hatta bir gün eşimle bir başımıza soğanlı geçidini geçmeye çalıştık. (daha önce geçmiş olmama rağmen; trafiğe kapatılmış yolda, yuvarlanan taşlar ve üzerinden geçen taşıt olmadığı için gevşek kalan toprak nedeniyle asfalt lastikleriyle çıkamadığımız yolu, -motoru yatıra kaldıra- son 3-4 viraj kala tamamlayamadan geri dönmek zorunda kaldık. Issız dağ başında video da çektik hatta. Facebook sayfamda paylaşmıştım. Vakit bulabilirsem raporunu yayınlayacağım). Bu zamanlar dışında tam da sizin dediğiniz gibi, hatta daha da yavaş; 120 civarı hızlarda seyrede seyrede gittik ve zorlanmadık bu konuda. Elbette bakış açısı ve algı farkından dolayı oluyor fikir ayrılıkları. Doğaldır.

Yalnız bir konuda -tanışmıyor olmamızdan mütevellit- haksızlık yaptığınızı düşünmekteyim. Bundan sonrası biraz özel ve gereksiz belki ancak foruma giren bu dik başlı adam konusunda belki fikir edinmenize yardımcı olabilir. İtirazım

"Yine kişisel olarak para ile satın alınan şeylere keyif almanın dışında, aşk- özgürlük- çılgınlık- hayat gibi aşırı anlam yüklemenin tüketim kültürünün beynimize oynadığı bizimde kabullenmek zorunda olduğumuz bir yargı olduğu ortada."

cümlesine. Tüketim kültürü konusunu kesinlikle kabul etmeyeceğim. Küçükken yoktu, yahut izin verilmedi, alamadık. Aranızda Bursa Enduroda olan varsa bilir. 9 yıl 70.000 km KLE 500 kullandım. Neredeyse her toplantıda "Doktor bunu büyütmüyor musun", "Kalın mobileti ne zaman değiştireceksin" benzeri yorumlarda bulunuldu. Ben değiştirmedim. Yok muydu? Vardı, oldu şükürler olsun. Ama sevdiğim için belki de ona da tutkuyla bağlı olduğum için satmadım, değiştirmedim. Amacım 100 bini devirmekti aslında. Ne olduysa o testten sonra oldu. Dedim ya "Aşık oldum". Çok etkilendim. Ve İki hafta içinde aldım motorumu.

Kazanmak da kolay bir şey değil. Nöbetlerde sabahlara kadar onun doğumu bunun sezeryanı berikinin ameliyatı uğraşıyorum. Kendimizi şımartmak adına makul nedenler buluyoruz dediniz ya.... Çevremde çok tenkit edilmeme rağmen sıfır km aldığım 2004 model Fiat Punto MkII Multijet otomobile biniyorum. Onun için diyorum ki tanışalım, görüşelim, fikrimiz olsun birbirimiz hakkında.

Motorlarımıza binelim, imkanlarımız ölçüsünde hangisinden en çok keyfi alıyorsak ona binelim. Nereye gitmeyi seviyorsak oraya... İşin özünü kaçırıyoruz belki de. Gerçi daha önce dediğim gibi, farklı görüşler olacak, forumlar bunun için var, işin bir güzelliği de burada. Bu başlık tam da bunun için var. Belki bir gün almayı düşünen birileri bu satırlar sayesinde bir karara varacak...

Saygıyla, sevgiyle, görüşmek dileğiyle, hoşça kalın.

[Çağın Sarılar]

" Ne olduysa o testten sonra oldu. Dedim ya "Aşık oldum". Çok etkilendim. Ve İki hafta içinde aldım motorumu. "

Ah o testler yok mu o testler